Irgandı Köprüsü


Fotoğraf: Fulya M.

Bursa acayip bir yer. Hiç beklemediğiniz anlarda hiç beklemediğiniz bir tarihi eser çıkıveriyor önünüze. Irgandı Köprüsü de bunlardan biri...

Biz yolu biraz uzattık epey yol yürüdük ama Heykel semtinde hemen Sönmez Pasajı'nın arkasında tüm Dünyada birkaç örneği bulunan Köprü üzeri çarşılardan biri...

Göründüğü kadar büyük değil, 8-10 dükkanlık bir yer. Zaten Nilüfer Çayı da minik bir nehir...

Irgandı'nın ortamı baya sıcak ve samimi...
Köprünün üzerinde birkaç cafe alternatifi var. Biz birine girdik ve bu cafenin özel Türk Kahvesi'ni höpürdettik. Manzara bir Osmanlı Evi'nin penceresinde bakarmışsınız gibi bir his uyandırıyor.

Biz gezerken hava ayazdı ve bulutludyu. Bursa'nın o güzelim Osmanlı havasının içinde öyle güzel gitti ki bu kahve anlatamam.

Gidin efendim. Bursa'ya gidin. Yani zamanınızı denk getirin ama kesin kışın gidin.


Arap Şükrü


Fotoğraf: Fulya M.

Arap Şükrü İstanbul dışındaki en iyi meyhaneler sokağı bence. Lafa direkt gireyim istedim. Bursa'da Heykel'den aşağı doğru yürürken, Altıparmak Caddesi'nde yer alan tarihi Arap Şükrü Sokağı 10'dan fazla meyhanenin yan yana yer aldığı bir sokak...

Bursa'nın genel samimi ve tarihi havasına uygun, otantik bir mekan Arap Şükrü...

Lezzetleri öyle ahım şahım değil, zaten buraya da lezzetler için gidilmez.

Orada olmak orayı yaşamak için gidilir.

Vefa Bozacısı


Fotoğraf: Fulya M.

Vefa Bozası elbette bir klasik. Bozayı bu dünyada yapabilen tek marka açıkçası Vefa.. Başka hiçbir boza Vefa'nın yanına bile yaklaşamaz. Vefa'yı da yerinde içmek lazım tabi. Çünkü marketten aldığınız uzun süreli boza ile taze boza arasında ciddi bir tat farkı var. Taze bozanın tadı, kıvamı, yumuşaklığı çok daha başka...

Bir de Vefa Bozacısı'na gece saatlerinde gittiğinizde Vefa semtinin karanlık sokaklarından geçtikten sonra bir anda ışıklı kalabalık capcanlı bir sokağa ulaşıyorsunuz. Vefa Bozacısı'nun hemen karşısında bozayla enfes giden sarı leblebileri satan bir kuruyemişçi var bir de yeni bir Gazozcu açılmış. Bu üç dükkan ve 100'lerce müşteri sokağı bir anda parıl parıl parlayan bir yer hale getirmiş.

Böyle ilginç ve tarihi yerleri görmek ve Atatürk'ün boza içtiği yerde boza içmek başka bir tat...

Gelik


Fotoğraf: Fulya M.

Gelik İstanbul Avrupa yakasında yaşamış ve 80'lerde çocuk olmuş orta sınıf pek çok cocuk için bir çocukluk lezzetidir. Evet 80'lerde fakirdik ama orta sınıf insanlar ayda bir defa böyle güzel restauranlara gidebilirdi. 

Gelik aile olarak gidilebilen, rakı içip güzel et yenilebilen 80'lerin İstanbul'daki belki de en iyi restaurantıdır. Bizim de yolumuz Bakırköy'e düşünce ve bir akşam yemeği fırsatı yakalayınca yolumuzu Gelik'e düşürdük. 80'leri burada halen bulabileceğimizi görmek burnumuzun direğini sızlatmadı değil...

Gelik'in lezzetleri de hiç değişmemiş, halen sofistike ve özenilmişti tatlar sunuyor.

Bir defa mutlaka Gelik Pilavı'nı deneyin. Mantarlı iç pilavu diyebileceğimi bu spesyal pilavın tadı damağınızda kalacak. Gelik'te her türlü kırmızı et baya iyi ama biz döner ve tandırı denedik. Her ikisi de başka bir seviyede... İstanbul'da Bursa lezzetinde döner bulmak neredeyse imkansız... Bu lezzete en yakın döner, sanırım Gelik'te.. Tandır desen sanki bir Anadolu kasabasındaymış gibi uzun uzun pişmiş, lezzetli ve otantik.

Mekanın ahşap dekorasyonu da yediğiniz yemeği ve 80'ler atmosferini tamamlıyor. Gelik sahil yolu denilen Kennedy Caddesi'nde. Geçmişinizi özlüyorsanız Gelik size nostaljilk bir gastronomi yolculuğu vaadediyor.

Somunarası


Fotoğraf: Fulya M.

İstanbul'da envai çeşit köfteci bulabilirsiniz. Tekirdağ, İnegöl, Filibe, Akçaabat... Pek çoğunun iyisini de bulursunuz...

Somunarası da işte bu köfte çeşitlerinden birini sunuyor bize Balkan Köftesi...

Bahariye Caddesi'nde Rexx Sineması'nın sokağının başında yer alan Somunarası Balkan tatlarının ülkemiz mutfağına çok uygun olduğunu bir defa daha gösteriyor. Çünkü köfteler bir harika. Türk köftelerine göre biraz daha yumuşak ve hafif bir köfte, Balkan köftesi... Köftenin sunumu da çok iyi: Patates kızartması, coleslaw denilen lahana salatası ve haşlanmış soslu soğanla birlikte sunuluyor.

Somunarası'nın piyazı da enfes hele hele tayinli söylerseniz daha önc hiç tatmadığınız bir lezzeti denemiş olursunuz.

Kadıköy'de köfteci alterntifleri çok. Express Köfteci, Adapazarı Islama gibi klasik seçeneklerin yanında Somunarası'na da denk gelirseniz, kaçırmayın!

Bafetto Pizza


Fotoğraf: Fulya M.

Beğenmedik. 

Aynı günde CKM'de 3 filme gitmeye karar verdik. Arada acıktık elbette ve hemen CKM'nin sokağındaki Bafetto'ya gittik.

Hava soğuktu, pizzacı sıcacık. Hiç fazla düşünmedik. İçki servisi olduğunu da gördük daldık. 

Kırmızı şarabımızı sipariş ettik. Pizza olarak da Ankara ve Barcelona söyledik. Ankara'nın üzerindeki malzeme tam pişmemişti. Barcelona'daki malzemeler ise lezzetli ama bir araya geldiğinde biraz ağır olmuştu, bitiremedik.

Bafetto adının hakkınız bizce çok vermiyor. Hemen yan sokaktaki metrelik pizzayı deneyin deriz.


Süt Yumurta Reçel


Fotoğraf: Fulya M.

Bir kahvaltıcıda en önemli olan nedir, bir türlü karar veremiyoruz...

Malzeme kalitesi mi, uzun uzun oturduğumuz için mekanın rahatlığımı, servisin hızı mı, çayın demi mi bilemiyorum. Ama işte bunların arasında tercih yapmanız gerek olmayan bir yer var İstanbul'da Süt Yumurta Reçel.

Kadıköy'de Nazım Kültür'ün sokağında yer alan Süt Yumurta Reçel gerçekten bir kahvaltıcıdan bekleyeceğiniz herşeye sahip. Öncelikle kalabalık gitmenizde fayda var. Zira kalabalık olursanız, üst kattaki tek masalı mekanı size kapatıyorlar ve ev tadında bir kahvaltıcı keyfi yaşıyorsunuz.

Servis hızlı ve güleryüzlü... Çay sınırız demli ve sıcak...

Gelelim kahvaltıya. Süt Yumurta Reçel'de Fransız Kahvaltısı'ndan Van Kahvaltısı'na set halinde 10'dan fazla kahvaltıyı seçebiliyorsunuz..

Biz dört kişi gittik, çift kişilik Karadeniz Kahvaltısı ve Doğu Anadolu Kahvaltısı istedik. Peynirler çeşit çeşit ve otantik lezzetleriyle geldi. Envai çeşit reçel ve sürmelik salça, acukaya sahip olduk. Sıcaklardan muhlama efsaneydi. Peyniri çok doğu tercih etmişler ve aşırı yağlı yapmadan pişirmeyi becermişler. Biz dört kişi aramızda kapıştık açıkcası...

Sıcaklar dışında soğuklar konusunda sınırsız talepte bulaanbiliyorsunuz. Güzel yer. Gidin. Çıkışta da bir 3. dalga Kadıköy Kahvecisi'nde kahvenizi içip gününüze keyifle devam edersiniz.

Sütiş Tavuk Suyuna Çorba


Fotoğraf: Fulya M.

Dünyada daha iyi Tavuk Suyu çorba olamaz. Yapılamaz.

Bu bizim bildiğimiz tavuklarla yapılmıyor besbelli. Gezen tavuk mu, tozan tavuk mu bilmem ama, başka yerde yediğimiz hiçbir tavuğun kokusu tadı, Sütiş'in tavuğunun tadına yanaşamaz bile...

Limonu sıkın, karabiberi dökün, sıcak sıcak höpürdetin... Her türlü hastalığa tedavidir, batna ciladır bu çorba...

The Crepe Escape


Caddebostan'da pek çok kahvaltı seçeneği var. Ama en başarılısı şüphesiz The Crepe Escape...

Özellikle İngiliz kahvaltısı muhtemelen ülkemizde bu kahvaltıyı en iyi yapan yer. Yumurtalar tam İngiliz tadında, fasülye deseniz Londra menşeeli adeta...Jambonlar, krepler, patatesler acayip lezzetli. Açıkçası biraz ağır ve biraz da pahalı bir kahvaltı. Arada bir kaçamak için tercih edilebilir yoksa hem cebe hem kalbe zarar..

The Crepe Escape CKM'nin sokağında OT'un tam karşısında. Ot'a gelip kalabalık filan görürseniz da uğrayabilirsiniz...

Mittilini / Midilli


Fotoğraf: Fulya M.

Mittilini Lokantaları-5:



Fotoğraf: Fulya M.

Mittilini Lokantaları-4:


Fotoğraf: Fulya M.

Mittilini Lokantaları-3:



Fotoğraf: Fulya M.

Mittilini Lokantaları-2:



Fotoğraf: Fulya M.

Mittilini Lokantaları-1:


Fotoğraf: Fulya M.

Ayvalık Şehir Kulübü


Fotoğraf: Fulya M.

Bu fotoğrafta gördüğünüz arkadaş istiridye oluyor. Kendisiyle Ayvalık Şehir Kulübü isimli efsanevi lokantada tanıştık. Yemelere doyamadık, bakmalara kıyamadık. Yedik elbette ama tadı damağımızda, aklımızda, kalbimizin en derin noktasında kaldı. Yok böyle bir lezzet.

Ayvalık Şehir Kulübü, Ayvalık'ın tartışmasız en iyi balıkçısı/mezecisi hatta tüm Edremit yarımadasının diyebiliriz. Çok az bulunan, çok bilinen mezeleri taze taze sunuyor. Özellikle deniz böcekleri konusunda tek geçiyoruz Avyalık Şehir Kulübü'nü...

Bu fotoğraftaki Tereyağında İstiridye gerçekten çok özel bir meze. Yanında rakı çok iyi bir seçim değil, daha çok meyve ağırlıklı tatlıya yakın bir beyaz şarabın daha iyi bir seçim olabileceğini düşünüyorum.

Ayvalık Şehir Kulübü'nde sadece istiriyde ile yetinmedik elbette, sübye, karides söğüş, ahtapot buradaki diğer favorilerimiz oldu. Balık olarak da bir porsiyon fener balığıyla yemeğimizi tamamladık. Fener balığında da efsane oldukları rahatlıkla söyleyebiliriz. Cankurtaran'daki Giritli ve Çanakkale'deki Yalova Meyhanesi'ni fener balığında geçti benim gözümde. Kısacası gözümsün Ayvalık Şehir Kulübü yine geleceğiz :)
google-site-verification: googlea680ff7f987b0c82.html